İntikam Alışverişi, Sürdürülebilir Moda’ya Karşı

Dünyada Corona virüs kilitlenmeleri azalmaya başladıkça, şehirler normale döndükçe, mağazalardaki uzun kuyruklar ve artan yaya trafiği, “İntikam Alışverişi” kavramını yeniden gözler önüne serdi. Peki pandemi süresince Sürdürülebilirlik yaklaşımını benimsemekten bahseden moda dünyası, çılgın alışveriş ve tüketim sürecine nasıl adapte olacak.

2020 ‘de başlayan Pandemi süreci, tüm dünyayı hem sağlık hem de ekonomik olarak olumsuz etkiledi. Bu zor zamanlar tüketici davranışlarını da etkiledi. Hayatımıza ‘Dijitalleşme’, ‘Çevrim İçi Toplantı’, ‘Evden Çalışma’  gibi yepyeni kavramlar  girdi. İntikam Alışverişi ‘Revenge Shopping’ de o kavramlardan biri. ‘İntikam Alışverişi’ kavramı aslında yeni bir kavram değil. Her ne kadar Çin’de Pandemi döneminde  mağazaların açıldığı ilk gün,  ‘Hermes’ mağazası günü 2,7 milyon Dolar ciro ile kapattığında bu kavramı duymuş olsak da, aslında ilk ortaya çıkışı 1980 lere dayanıyor. 1980’lerde Çin Ekonomik Reform kapsamında yapılan değişiklikler ile ülkenin kapıları yabancı yatırımcılara açılmış ve yabancı markalara Çin’e ilk kez giriş izni verilmişti. Haliyle halk bu markaların mağazalarının önünde uzun kuyruklar oluşturmuştu.

Peki İntikam Alışverişi Nedir?

Çin ve Güney Kore’deki tüketicilerin karantina sonrası lüks mağazalarının önünde kuyruklar oluşturmaları sonucu gündeme gelen terimdir, tüketicilerin karantinada kaybettikleri zamanın intikamını alırcasına alışveriş yapmalarına işaret ediyor. Söz konusu ifade daha önce kaos ve yoksullukla anılan Çin Kültür Devrimi’nin ardından Çin’de yaşanan talep patlamasını tanımlamak için kullanılmıştır.

 İşte bu günlerde de, uzun süredir evlerinden çıkamamış olan tüketicilerin ilk fırsatta özellikle kişisel lüks olarak kabul edilen moda, kozmetik gibi markaların kapılarında uzun kuyrukları oluşturmaları bekleniyordu ve beklenen oldu. Tüketiciler tamamen psikolojik olarak gereksiz alışverişe yani İntikam Alışverişine yönelmeye başladılar.

Kanıtı da bu hafta LVMH tarafından yayınlanan, moda ve deri ürünler için gelirde %45 artış olduğunu açıklayan ilk çeyrek raporunu. Hermès %44,  Balenciaga ve Gucci gibi markalara sahip olan Kering ise %25,8 arttışta. Artışın çoğu, her zaman sağlıklı bir lüks pazarına sahip olan ve virüsten daha hızlı geri dönen Çin’den gelmiş. İntikam alışverişi, acil ekonomik iyileşme için iyi bir haber olsa da, bilimsel kanıtlar, sürdürülemez aşırı tüketim devam ederse, dünyanın gelecekte daha ölümcül ve daha yıkıcı pandemilerle savaşmak zorunda kalacağını gösteriyor.

Tüm bu intikam alışverişi süreci, modanın sürdürülebilirlik ve büyüme hedeflerinin birbiriyle çakışacağı gerçeğini gözler önüne seriyor. Moda sektörünün her ikisine de aynı anda sahip olamayacağı bir gerçek.

Moda sektörü petrolden sonra dünyanın ikinci en büyük kirlilik kaynağı. Haliyle moda endüstrisinin sürdürülebilirlik seferberliği çok önemli. Sorun daha ilk adımda kıyafetlerimizi oluşturan hammaddeler pamuk ve polyesterle başlıyor. Pamuk hem fazla sulama gerektiren hem de üretiminde  böcek ilacı ve kimyasal kullanılan bir bitki. Kimyasallar çevreyi ve su kaynaklarını kirletiyor. Polyester ise dünyada en büyük kirletici endüstri olan petrolden elde ediliyor.

İkinci adımda iplik üretimi, dokuma, örme, kumaş üretimi, boyama gibi süreçlerde 8000 çeşit kimyasal ve boya, kullanılıyor. Boyama ve kimyasal süreçlerde yüksek miktarda su tüketiliyor. Kimyasalların çoğu, su kaynaklarına arıtılmadan bırakılıyor. Üretimin tüm aşamalarında da doğaya karbon salımı gerçekleşiyor.

Salgının azalmasını kutlamanın en iyi yolu bir sürü gereksiz yeni kıyafet satın almak mı?

Yeni kıyafetleri boykot etmeye çağıran küresel bir iklim savunuculuğu grubu olan XR Fashion Action, yakın tarihli bir gönderide insani krizin altını çizdi ve tüketicileri hem sosyal hem de çevresel adaletsizliklere karşı bir protesto olarak alışverişten vazgeçmeye çağırdı.

İntikam Alışverişi: Boykott Fashion Koordinatörü Alice Wilby
İntikam Alışverişi: Boykott Fashion Koordinatörü Alice Wilby

Boykott Fashion koordinatörü ve sürdürülebilir moda uzmanı Alice Wilby’ye göre;

“Hepimizin bu zehirli tüketim alışkanlıklarına sahip olduğumuz için, aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri alışveriş yapmaya ve satın almaya koşullanmış durumdayız. Ne yazık ki bu günlerde insanlar ucuz hızlı moda satın almanın kendi demokratik hakkı olduğunu düşünüyor. Ama değil, çünkü kitlesel üretim insanlara, gezegenimize ve hayvanlara çok pahalıya mal oluyor. Ne yazık ki, bu çoğunlukla tüketicilerden gizlendi, bu yüzden şimdi tüketim alışkanlıklarımızın ne kadar çevre dostu olduğu konusunda gerçeği söylemek zorundayız.

Fast Fashion giysiler  bu kadar uygun fiyatlı çünkü onları yapmak için işçileri ve doğayı sömürüyoruz, diğer yandan ise sadece sıkıldığımız veya alışverişe programlandığımız için herhangi bir sebep olmadan satın alıyoruz.Tüketici olmak için şartlandırıldık. Çok karmaşık bir konu olduğunun farkındayım. İnsanlara gardıroplarında daha sürdürülebilir seçimler yapmanın yollarını göstermeliyiz.”

Son yıllarda tekstil sektörünün çevresel etkileri oldukça öne çıktı. Bu dikkat ve ısrarlı eleştirileri fark eden markalar farklı sürdürülebilirlik girişimleri ile kendilerini geliştirmeye devam ediyor.

Örneğin; H&M, daha az tüketim modeline alternatif olarak kıyafetlerin tekrar kullanımı ve geri dönüşümü destekliyor. ‘Al-giy-at’ modeli yerine başlattığı kıyafet toplama kampanyası sayesinde tüketicilerin çöpe atacağı kıyafetleri toplayarak bu kıyafetlerin geri dönüştürülmesini veya tekrar kullanılmasını hedefliyor.

İntikam Alışverişi: H&Amp;M Kapalı Döngü
İntikam Alışverişi: H&M Kapalı Döngü için müşterilerinden destek ve katılım bekliyor.

Moda ve sürdürülebilirlik alanında pek çok yeni adım atılıyor ancak sürdürülebilir bir moda endüstrisi için öncelikle tüketicilerin bilinçlenmesi ve alışveriş alışkanlıklarının değişmesi şart.

Yukarı Kaydır
Kapat